Kingsolver’dan Bir Başyapıt: Hayvan, Bitki, Mucize

Rumeysa Dudu Dalyan

Barbara Kingsolver’ın 2007 yılında yayınlamış olduğu Hayvan, Bitki, Mucize: Doğal Beslenmenin Bir Yılı adlı ses getiren kitabı, eşi ve kızlarıyla birlikte bir yıllık çiftlik hayatlarının bir portresi. Kitabın başlangıcında Kingsolver ailesi, yıllardır yaşamış oldukları Tucson, Arizona’dan taşınma kararı alır ve hep birlikte Appalachia bölgesindeki çiftliklerine yerleşirler. Tarım konusunda bilgili ve duyarlı olan Kingsolver ailesi, çiftliklerinde geçirecekleri bir sene boyunca kendi meyve ve sebzelerini yetiştirmeye, kendi hayvanlarını beslemeye ve civardaki diğer çiftçilerle alışveriş yapmaya başlar.
Kingsolver kitabında, beslenme konusunun insan hayatı için ne kadar önemli olduğunu vurguluyor. Kingsolver, genel olarak, Amerika’nın doğal beslenme konusundaki bilinçsizliğini eleştiriyor ve eskiden yaşadıkları Tucson şehrinde artık suyu bile güvenerek içemez hale geldiklerinden bahsediyor. Diğer yandan, meyveleri ve sebzeleri mevsiminde tüketmek, büyük marketlerden alışveriş yapmak yerine yerel çiftçilerden alışveriş yapmak, GDO’lu gıdalardan uzak durmak gibi önemli konulara değiniyor. Yerel olarak beslenildiği zaman hem gıdaların ulaşımı için harcanan benzinden kazanç sağlanıp çevreye verilen zararın azaltılacağına, hem tüketici olarak gıdalar için ödememiz gereken para miktarının azalacağına, hem de gıdaların uzun yol şartlarında dayanıklı hale gelebilmesi için çeşitli ilaçlara maruz bırakılıp, genleriyle oynanmasına gerek kalmayacağına inanıyor. Bunun sonucunda da lezzetlerini ve besin değerlerini kaybeden gıdalar yerine, doğal ve lezzetli yerel gıdaların çoğalabileceği düşüncesini ortaya koyuyor. Bu noktada, Kingsolver’ın vurguladığı diğer bir önemli konu ise gıda sektörünün büyük firmalar tarafından kontrol edilmesi ve tarıma ve çiftçilere verilen önemin giderek azalması. Bu durum sadece Amerika için değil, aynı zamanda ülkemiz için de geçerli bir durum. Hayatımızı devam ettirebilmemiz için en başta gelen temel ihtiyaçlarımızdan biri olan beslenme konusu hakkında o kadar bilinçsiziz ki, ne yiyeceklerimizin nereden geldiğini biliyoruz, ne de yediğimiz şeylerin farkındayız. Günümüzde görülen pek çok hastalığın aslında beslenmemizden kaynaklı olduğunun farkında bile değiliz. Mesela, Mart ayında karpuz yeyip, Ocak ayında, market reyonlarında çilek görebiliyoruz. Fakat yediklerimizin çoğu genetikleriyle oynanmış, işlenmiş, hormonlu ya da besleyiciliklerini yitirmiş gıdalar. Kingsolver’ın eleştirdiği bir diğer konu ise, böylesine önemli bir konunun eğitiminin verilmemesi. Kingsolver’ın bu konuda da haklı olduğu sonucuna, alışveriş merkezlerindeki yemek bölümlerinde, kendilerini kaybedercesine fast-food tüketen çocukları, gençleri hatta ebeveynleri görerek varabiliriz.
Özet olarak Barbara Kingsolver, ailesiyle birlikte doğal beslenerek geçirdikleri bir seneyi anlatarak okuyucuyu pek çok açıdan düşünmeye ve sorgulamaya sevkediyor. Kingsolver’ın samimi ve eğlenceli yazım tekniği kitabı daha da akıcı bir hale getirmiş. Yedikleri sebzelerden, yaptıkları konservelere, besledikleri hayvanlardan, bölüm sonlarında kızının verdiği yemek tariflere bakarsak, kitabın ne kadar bilgilendirici, kapsamlı, okuru cesaretlendiren ve yararlı bir kitap olduğunu anlayabiliriz. Kitap okura “Ne yersen, o’sun” diye seslenmektedir. Yediklerimizin farkında olup besinlerimizin nereden ve ne şartlarda geldiklerini bilirsek, yerel beslenmeye özen gösterip kapitalist, büyük marketlere prim vermezsek hem vücudumuza ihtiyacı olan besin değerlerini sağlayıp daha sağlıklı ve zinde hissederiz, hem çevremize verilen zararı azaltırız. Bir de ülke olarak yerel bölgelerde ekonomimizin canlanmasına katkı sağlayacağımızı unutmayalım!

Kaynakça

Barbara Kingsolver. Animal, Vegetable, Miracle: A Year of Food Life. New York: Harper Perennial, 2007.

Bir Cevap Yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Türkiye'nin en iyi hd film izle sitesi.
Seo'nun en iyisi Ankara Seo danışmanlığı
Türkiye'nin en iyisi replika saat